Hayvan yetiştiriciliği, dünya üzerinde yıkıcı etkilere sahiptir. Çiftlik hayvanları için yem, toprak, su, gübre ve diğer kaynaklar gerekmektedir. Oysa bu kaynaklar doğrudan insan gıdası üretmek için kullanılabilir. Bu bakımdan hayvancılık, gıda üretmenin verimsiz bir yolu olarak kabul edilmektedir.
Hayvancılık, tarımın daha yüksek verim getirmesine bağımlıdır. Ancak bu durum tarım arazilerindeki üst toprak erozyonunu hızlandırmakta ve arazileri ürün ekimi için daha az verimli hale getirmektedir. Hayvanlara yem üretebilmek için ormanlık alanlar otlak ve tarım arazilerine dönüştürülmeye başlanmıştır. Brezilya’daki yağmur ormanlarının şimdiden üçte biri yok olmuştur. Diğer yandan büyük besi alanlarından ve fabrika çiftliklerinden kaynaklanan hayvan atıkları, yeraltı sularında ve nehirlerde kirliliğin artmasına neden olmuştur.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, hayvan yetiştiriciliğinin bir dizi başka çevre sorununa dikkat çekmektedir. Örneğin sucul ekosistemlerin, toprağın ve içme suyunun gübre, böcek ilaçları ve gübrelerle kirlenmesi, amonyak emisyonlarından kaynaklanan asit yağmurları, sera gazı üretimi ve sulama için akiferlerin tükenmesi gibi.
Veganlık, doğal çevrenin korunması gerektiği felsefesiyle uyumlu bir yaşam şekli olarak ortaya çıkmıştır. Veganlık anlayışı doğanın tahrip edilmesine karşıdır. Eğer hayvansal gıdalardan uzak durulursa, hayvansal ürünlere olan talep düşecek ve bu yoldan doğa zarar görmeyecektir.
Birleşmiş Milletler, vegan beslenme şeklinin, hayvan temelli bir beslenmeye göre çok daha fazla insanı besleyebileceğini bildirmiştir. Yapılan projeksiyonlara göre mevcut gıda arzı ile,
beslenebilir.
Bu projeksiyon vegan bir diyetle yapılacak olsaydı sonuçlar çok daha dikkat çekici olabilirdi. Veganlar bu nedenle hayvansal gıdalardan uzak durmaktadır ve bu anlayış giderek yaygınlaşmaktadır.
Kuruluşumuz bünyesinde vegan anlayışa uygun çok sayıda test ve analiz yapılmakta ve vegan sertifikasyon hizmetleri verilmektedir. Bu hizmetler, yürürlükte olan yasal düzenlemelere ve yerli yabancı kuruluşlar tarafından geliştirilen standartlara uygun şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda olmak üzere talep eden kişi ve kuruluşlara V-Mark sertifikasyon hizmetleri de verilmektedir.
Yakın zamanda yapılan uluslararası bir anket çalışmasında, tüketicilerin, özellikle de genç nüfusun giderek artan şekilde sertifikalara ve etiketlere bağlı alışveriş kararları verdiğini ortaya koymuştur.
Tüketicilerin yüzde 91’i, ürünün vegan olduğunu garanti eden ve bağımsız bir kuruluş tarafından etiketlenmiş ürünleri tercih etmektedir.
